DIYARBAKIR

ANASAYFA
TARIHI
DIYARBAKIR KALESI
KULTURU
KOPRULERI
CAMILERI
MUZELERI
ILCELERI
HAVADURUMU
Favori Links
COGRAFI DURUMU

folk.JPG (10522 bytes)

    İLİMİZDE FOLKLOR

 Folklor sözcüğü, folk (=halk) ve lore (=bilim) kelimelerinden oluşup, halk bilimi anlamına gelmektedir. Folklor, uluslar arası kültürün yaratıcı bilimsel bir koludur. Tarih sürecinde bölgelere göre özelleşmiş, bölgelerle özdeşleşmiş, bu durumuyla kendisini bilimsel, teknik ve ori jinal bir şekilde ortaya koymuştur. Folklorun temelini; toplumların ekonomik yaşam şartları oluşturur. Dolayısıyla ortaya çıkması, gelişmesi halkların maddi ve manevi değerleriyle ilintilidir.
Folklor ile halk oyunları kavramları özdeşleştirilerek, halk oyunları yerine folklor kavramı kullanıla gelmektedir. Oysa folklor genel bir kavram olup, toplumların maddi ve manevi değerlerini barındırır. Ömeğin, herhangi bir ülkenin, toplumun veya yörenin yemekleri, kıyafetleri, gelenek görenekleri, töreleri, halk oyunları, bayramları, eğlenceleri vb.. gibi değerlerin tümü folkloru oluşturmaktadır. Halk oyunları folklorun bir parçası olup, günlük yaşamdan kesitler, kahramanlık, birliktelik, nefret, aşk, sevgi, hayal, umut gibi insan yaşamını etkileyen değerleri sergiler.
Zevkler ve dertler halaylarla, türkülerle, düğünlerle,
müzikle, sanatçılarla dile getir ilir. Her ne kadar halk oyunlarında zevk ve eğlence görülüyorsa da, toplumların kanunu, ilişkileri, kültürü, kimliği öncelikli olarak dile getirilir. Onun için denilebilir ki folklor (halk oyunları) insanların eğitiminde rol oynar.
Müzik eşliğinde oynanan oyunlar daki ahenk fark edildiği zaman, insan yaşamını ve sevgisini canlı kılar. Bir yan dan insanı üzer, dertlendirir, bir yandan da neşelendirir. Her ritim ve oyun insanlann gönlünde ayrı değişiklikler yaratır. Böylece halk oyunlan insanları manevi yönden etkiler.
Halk oyunları, insanlık tarihi kadar eskidir. Halklar tarihinde insanlar, toplumlarını, örgütlüklerini, geri kalmışlığını halk oyunlarından ayırmamışlardır.

KEŞEYO:
Bu oyunun sadece erkeklerce oynanması ve ilimize has olması en temel özelliğidir. Bu oyun delilo oynayan sarhoş bir Hıristiyan din adamının taklit edilişidir. Bu oyun delilo oyunun ayak vuruşlarının aynısı olup, ağır bir tempoda oynanmak tadır. İleri giderken sağ ayakla başlanır el ele serçe parmak teması ile kollar baş seviyesinin üzerinde havaya kaldırılarak oynanır. Önce sağ sonra sol tekrar sağ ve son olarak sol ayak öne vurulup tekrar sol ayak geriye doğru çekilir. Ellerin durumu değişir. Eller yere doğru indirilir. Her adım atılışında öne doğru birleşik olarak çıkarılır. Ayak hareketleri öne gidişin aksine geriye doğru önce sol sonra sağ, yine sol ve son olarak sağ ayak yere ve dize vurularak öne doğru adım atılır. Oyun böyle devam eder.
DELİLO:
Bu oyun üretimde birlik, dayanışma 46 içinde harcanan emeğin karşılığının alınmasından doğan sevinci yansıtır. Davul, zurna eşliğinde oynanır. Ezgisi 4/4'lüktür. Tempolu ve ritimlidir. Oyun süresince zurnadan değişik ezgiler çalınabilir. Serçe parmaklardan tutuşulur. Kollar yere paraleldir. Oyun süresince içten dışa doğru yaylandırılır yada sert biçimde sallandırılır. Oyuna sağ ayakla başlanır. Sağsol sağsol olmak şartı ile dört adım öne ve hafif sağa doğru atılır. Son sol ayak vurulduktan sonra aynı ayak tekrar geri çekilir. Serçe parmakların tutulmasıyla dirsekler yarım açık, yanındaki oyuncuyla dirsekler bitişik ve her oyuncunun dirseği de kendi vücuduna bitişik olarak yalnız kadın ve erkeklerce oynandığı gibi karışık olarak da oynanır. Oyunda yöre türkü ve manileri (Delilo, Selimo, Tırlıanne, Ayvanda Yatan Oğlan vb. ) okunur.

HALAY:
Bu oyun en az üç kişi ile oynanır . oyunculara davul zurna eşlik eder. lzleyiciye göre sahne uygulaması ve düzen yoktur. Oyun, başı çekenin yönetiminde oynanır. Halay başı elindeki puşuyla düzeni ve ritmi sağlar. Halaylarda neşe ve canlılık egemendir. Ölçülü devinimlerle oynanır. Halay müziği çeşitlidir. Ritm canlıdır. Ezgisi 2/4'lüktür. Kadın ve erkekler birlikte oynuyorlarsa; sol kol sağ kol üzerine gelir, içten parmaklar birbirine geçilir. Kollar gergin, arkada kalacak biçimde kenetlenir.
Bakışlar, dik ve serttir. Oyuncular omuz omuza verdikten sonra halay başlar. Sadece kadınlar oynuyorsa; el tutuşları değişir. Kollar çapraz olarak yanındakinin belinin üst ve alt tarafına atılır. Arkadan bakıldığında çapraz olduğu görülür.   Halay iki bölümde oynanır. Birincisi sallanmadır. Diz kırılarak, dört uzun, iki kısa diz devinimi yapılır. Bu devinime beden ve omuzların ritmik biçimde eşlik etmesi gerekir. Omuz titretme erkekler içindir, kızlar düz oynar. Diyarbakır'da veya ilçelerinde, kırsal alanda halay oyununu kadın erkek beraber oynadıkları gibi sade erkek ve sade kadın türünde de oynarlar. Yalnız kadın vuruşları
(öne çıkmak ) değişir. Bu kadınlara özgü olup kadınların fiziki yapılarına uygun olarak oluştuğu sanılmaktadır. Hafif öne eğilirler, sağsol sağsol olarak iki ayaklarını kullanıp, son ayak olan sol ayağı ön tarafa vurup geri çekerler. Kırsal alandaki erkek halayında ise kadınlarınkine benzer vuruşlar yapılmaktadır. Ancak ayaklar daha serbest ve daha ileri çıkarılarak yapılır. Merkez halayında ise vuruşlar küçük hafif öne eğilmiş olarak kırsal alandakinin aksine her iki ayak eşit olarak kullanılmaz. Sağ ayak üç defa sol ayak ise bir defa öne vurulup ileri gidilir. Vuruş noktasına geldiğinde ise ayak hareketleri aynı fakat sol ayak öne vurulup geri çekilir, son vuruş vurulup geri gelinir. Geri gelişte önce sol sonra sağ ayaklar hafif havaya kaldırılıp başlama noktasına gelinir ve tekrar yerinde oynanmaya başlanır. Geri gelirken beklenmeden tekrar ileri çıkılabilir.
ESMER:
Sevinin vurgulandığı bir halk oyunudur. Figürlerde incelik, yumuşaklık vardır. Ezgisi 4/4'lüktür. Ara müziği herrani, türkü bölümü esmerim olan iki müzikli bir oyundur. Erkekler ve kadınlar tarafından oynanır. Tutuşları, halay oyunundaki gibi omuzlar kenetlenecek şekilde olmalıdır. Oynama şekline ise sağ ayakla başlanır. Şehir merkezinde üçüncü ayakta diz kırılarak doğrulur ve akabinde sol ayak öne çıkarılır. Kırsalda ise üçüncü ayaktan sonra diz kırılmadan vücut yukarıdan hafif öne eğilerek arkaya doğru hafif olarak çıkılarak oynanır. Bu oyunda öne çıkışlarda birincide düz öne çıkılır. Öne çıkışların geri gelişleri de vardır. Oyun genellikle duy güzel olduğu için türkü söylenerek de oynanır . 
             
ÇEPİK:
Adını el çırpmadan alır, Savaş, kavga ve çekişmeyi simgeler. Oyun gruplara ayrılarak ya da teke tek vuruşarak oynanır. Çepik üç bölümdür Kabadayı, hücum ve çarpışmadan oluşur Yürüyüşler saldırı ve çağn biçimindedir. Oyunun en belirgin özelliği oynayışta eşitliğe önem verilmesidir. Erkek erkeğe, kız kıza karşı oynar. Ezgisi 214'lüktür Sağ ayakla başlanır. Sağsolsağ adımlar atılır Sağ ayakta sekilir. Sol ayak sağın yanına yere vurulur ve sol atılarak sürdürülür. Sekme sonrası tüm vuruşlarda el çırpılır Karşı karşıya gelinip eller birbirine vurulur. Vuruşlar yapıldıktan sonra dönme olur Oyunun seyri serbesttir.

MERYEMO:
Oyun sağ ayakla başlar sağ ayak ileri, yana doğru atılarak sağsol sağsol, 
 
ÇAÇAN:
Tutuşlar, halay esmer tek ayak çift ayakta olduğu gibidir. Halaya çok benzer. Farklılık ise çıkışlardan sonraki figürlerin

TEK AYAK:
Halay türündendir. Tek grup ya da karşılıklı iki grupla oynanır. Bu oyunda ayak Vuruşları, halay müziğinden yarım ses aksaktır. Bu, ileriye çıkış figürlerinde ve dik oyunda özellik olarak belirir. Müzik ezgisi 2/4'lüktür. Karşılıklı oynamada belir gin özellik, atak devinimleridir. Bu oyunda ki tutuşlar da halay ve esmerde olduğu gibidir. Üç defa sağ ve sol ayaklar yerinde kaldırılıp indirilir. Sol ayakla birlikte vücut hafif öne çıkarılır ve eğilinir. Sol ayak öne Vurulup geri çekilir. Öne çıkma halayda olduğu gibidir. Geri gelişler de vardır. Davul Vuruşu halaydaki gibi seri olmayıp kesik kesik olur.
ÇiFT AYAK:
Bu oyunda da tutuşlar, tek ayak oyununda olduğu gibidir. Sol ayaklarını iki kez vurup çekerek oynadıkları bir oyundur. Öne çıkma ve geri gelişler de vardır. Davulun vuruşu kesiktir. Öne çıkma halayda olduğu gibidir. Ancak, sol ayak savurması iki defa olur. çapraz olması ve sağ ayağın hareketidir Öne çıkmak beklemeden olduğu gibi, geri gelişte vardır Davulun vuruşları da ritme göredir. 
                                 

KADIN GİYSİLERİ:  
KADIN BAŞLIĞI: Başlık olarak kofi kullanılır. Açık başa uzun tülbent (çit) sarılır, onun üzerine kofi geçirilir. Kofinin üzerine şar sarılır. Şarın üzerine de şifon puşiler bağlanır. 

ENTARİ: Kırsal alanda çiçekli desenler den oluşan basma veya pazenden entari giyilir. üzerine de üç etek giyilir. 

ÇORAP: Koyun yününden üretilen yün çorap kullanılır. 
 
AYAKKABI: İlk zamanlarda deriden üretilen çarık kullanılırdı. Daha sonraları yemeni kullanılmaya başlandı. 
 
AKSESUARLAR: Şirik, hızma, gümüş kemer, gerdanlık, halhal, küpe, zülüf, gümüş tepelik kullanılır. Göze sürme çekilir.

ERKEK GİYSİLERİ: 

ERKEK BAŞLİĞİ:
Şehir merkezinde fes giyilip, etrafına sarık sarılır. Kırsalda ise deve tüyü ve tiftikten yapılan külah giyilir, etrafına da ipek puşular sarılır. Bunlardan başka cemedani (kefi) denilen egal da başa takılır. Kullanılan bir diğer başlık da sekiz köşe şapkasıdır. 

DERPİ-KlRAS: Erkeklerin alttan ve üstten giydikleri giysidir. Kendi dokudukları beyaz bezden yapılır. Derpi şalvarın aynısıdır. Biçim olarak kıras, dizlerden 3-4 parmak kadar sarkan aynı bezden yapılan erkek entarisidir. Buna zubun da denir. 

ŞALVAR-YELEK: Eskiden tezgahlarda Üretilen, yünden ve keçi kılından yapılan giysilerdir. Günümüzde ise fabrikalarda üretilen gabardin kumaştan yapılan şalvar ve yelekler giyilmektedir. Yelek; kırk düğme, açık ve kapalı olmak üzere üç çeşittir. 

ÇORAP: Koyun yününden üretilen yün çorap kullanılır. 

AYAKKABI: Deriden üretilen çarık veya kalın potin, poçikli kundura (yemeni) kullanılır. 

AKSESUARLAR: Köstek, zincir, pazıbend, hamaylı ve mendil kullanılır.

0

0